Spor Derneği’nin aylık yayımladığı, spor camiasındaki gelişmeleri ve çalışmaları konu alan e-bültenimizde konuğumuz Türkiye Yelken Federasyonu Asbaşkanı sayın Ceyhun Üstüner.
Sayın Üstüner ile 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları hazırlık sürecinde federasyonun çalışmalarını ve uzun dönem sporcu yetiştirme politikalarını konuştuk. Söz sayın Üstüner’de:
İlk kez Olimpiyat madalyasına yakınız
Ülkemizin uluslararası arenada neler başarabileceğinin Türk kamuoyunda irdelenmesi açısından federasyonlarımıza yer verdiğiniz bülten çalışması sebebiyle öncelikle teşekkür ederiz. En sonda söylenecek şeyi ilk başta söylemek gerekirse:
Türk yelkenciliğinde; inşallah ilk defa, olimpiyat madalyası almaya bu denli yakın olduğumuzu söyleyebiliriz.
Olimpik sporcularımızın başarıları sevindirici
Türk Yelken Milli Takımları çok yoğun bir programda 2019 yılı uluslararası yarışlarına hazırlık sürecini tamamlamış ve artık yarışların başlamasına geri sayım başlamıştır. Ayrıca olimpik takımımız 2020 olimpiyatları için çalışmalarına devam etmektedirler. 2019 yılında özellikle 2020 olimpiyatları için madalya alma hedefine belki de en yakın olduğumuz bu dönemde olimpik sporcularımızın başarıları bizleri memnun etmektedir. Geçtiğimiz haftalarda tamamlanan Avrupa Şampiyonalarında iki Avrupa dördüncülüğü ve ilk on dereceleri elde ettik. Birden fazla branşta bu istikrarı gösteren az sayıdaki ülkelerden biri olduğumuzu söyleyebilirim. Gençlik sınıflarında ise bir Avrupa sekizinciliğimiz var, ilerleyen yarışlarda madalya almayı amaçlıyoruz. Tabi bizim için madalyadan kadar gençlik sınıflarından olimpik sınıflar geçiş de büyük önem arz etmektedir.
Sayın başkan, bu zamana kadar göreve geldikten sonra federasyonunuzda neleri değiştirmeyi başardınız?
Öncelikle büyük bir altyapı çalışması içerisinde olduğumuzu söyleyebilirim bu dönemde. Federasyonumuzun operasyonel becerilerini geliştirmek, bütçeyi daha efektif yönetebilmek ve ölçülebilir bir yönetim modeli oluşturmak adına idari ve bilişim alanında büyük çalışmalarımız oldu ve bunları hayata geçirmek üzereyiz. Buna ek olarak; daha adil, tüm paydaşların katkıda bulunacağı, saygı gören ve ölçülebilir bir sportif yönetim modeli oluşturduğumuza inanıyorum. İlerleyen dönemde bu çalışmalarımızı kademeli olarak hayata geçirerek Federasyon’umuzun kurumsal altyapısını mükemmel hale getirerek devredilebilir kurum kültürünü oluşturmak için çalışacağız.
Finn ve Laser Radial sınıflarında kota almış bulunmaktayız
Hali hazırda Finn ve Laser Radial sınıflarında kota almış bulunmaktayız. Ayrıca bu kotalar 2018 yılında alınan ve Türkiye’ye ait tüm spor disiplinleri arasında ilk kotalar olma özelliği ile ayrı bir değer taşıyor. Yeni kotalar almak için tüm olimpik takım mensubu sporcularımız, teknik ekibimiz ve idari kadromuz yoğun bir çalışma sergilemektedir. Yelken, bir doğa ve malzeme sporu olma özelliklerini taşıması sebebi ile bir çok disiplin ile ortak çalışma gerektirmektedir. Meteoroloji, fizyoloji, meteoroloji, malzeme seçimi ve psikoloji gibi alanlarda bir çok profesyonel ile ortak çalışmalar yürütmekte ve bu kadroları olimpik sporcularımızın önemli yarışlarına götürmekteyiz. Tabi bu konu birebir bütçe meselesi olduğundan burada yeterlilik tanımı çok açık ancak belirli bir seviyeye ulaştığımızı düşünüyorum.
Sayın Üstüner, Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunlarıyla ilgili hazırlıklarınız nasıl gidiyor?
Öncelikle kota almış sporcularımız için dahi kendi iç seçmemiz halen devam etmektedir. 2019 Avrupa ve Dünya Şampiyonalarının sonuçlarına göre ilan ettiğimiz sistem doğrultusunda Türkiye’yi 2020 olimpiyatlarında temsil edilecek sporcu belirlenecek ve bunun ardından tüm operasyonlarımızı direk olimpiyat parkuruna kaydıracağız. Teknik ekibimiz lojistik ve operasyonel konuları çözmek için yarış alanı olan Enoshima’da gerekli çalışmaları yürütmektedirler. Yakın vadede tamamen odağımızı yarış alanında yapılacak çalışmalar ile madalyaya ulaşmak için gerekli tüm hazırlıklara çevireceğiz.
Olimpiyat kotası almış sporcularınız hangi profesyonel ekiplerle birlikte çalışıyorlar ?
Öncelikle bir sporcunun başarısındaki en önemli faktör olan antrenörlerimiz büyük bir önem teşkil ediyor. Bu alanda kendini defalarca ispat etmiş dünyanın en iyi antrenörleri ile çalışıyoruz zira amaç madalyaysa o süreci yönetebilmek için daha önceden başarmış olmanın büyük bir avantaj olduğu yadsınamaz bir gerçek. Tüm sporcularımız fiziksel performans, psikolojik destek ve özellikle iyi malzemeye ulaşabilmek adına mühendislik desteği alanlarında bir çok profesyonelden destek almaktadırlar. Tabi bunun yanında uluslararası lobi de büyük bir önem taşıyor zira bilgi ve malzemeye ulaşmak sadece maddi karşılığı ile olmuyor bu seviyede. Biz TYF olarak bu farklı alanlarda sporcularımızın performanslarını yakinen takip ediyor ve ivmede bir farklılık görüldüğünde destek olmak adına sürece dahil oluyoruz.
Halkımızın entellektüel yaklaşımına güveniyoruz
Yelkenciliğin her ne kadar yarışçılığı bizim için çok önemli ise aynı derecede Türkiye’nin herhangi bir köşesinde yelken eğitimi almış genç veya yetişkinin iyi bir öğrenme süreci yaşaması da o derecede önemli. Bu doğrultuda Federasyonumuz bir ilki başarmış durumda. Ülke çapında yelken ve denizcilik eğitimlerini standardize etmeyi hedefleyen TUYEP – Türk Ulusal Yelken Eğitim Programı adında çok değerli bir programımız var. TYF olarak bu dönemde TUYEP programını dijital, video, yazılı materyal ve prosedüryel anlamda zenginleştirilerek bir zorunluluktan çıkartıp herkesin bilgi almak için vazgeçilmez olarak addedeceği bir formata dönüştürme çalışması içerisindeyiz. Önemle; aldığı eğitimin kalitesinin düşük olması sebebi ile yelken sporundan soğumuş her bir çocuk Türk denizciliğinin en büyük sorundur. Biz, bu kalitenin denetlemelerden ziyade bilginin dijital olarak paylaşılması ile otokontrol yönetim ile çözülebileceğine inanıyor bu anlamda halkımızın entellektüel yaklaşımına güveniyoruz.
Federasyonumuz bütçesinin artırılması ile ilgili öz gelir çalışmalarınız (öncelikle sponsorluk) nelerdir?
Bu konu aslında yelken sporunun marka değeri ile eşdeğer ölçüde değerlendirilmesi gereken bir konudur. Türkiye’de yelkenin şemsiye örgütü olan TYF bu alanda büyük bir sorumluluğa sahiptir. Biz, Türkiye’de gerçekleşen her bir eğitim her bir yarış ve her bir etkinliğe katkı sağlayarak önce yelken camiasının kalite seviyesini yükselterek sporumuza daha fazla insan çekebileceğimize inanıyoruz. Bu katkıyı da operasyonel, yönetimsel ve teknik bilgi paylaşımı ile yapmayı hedefliyoruz. İkinci olarak ise Türk yelkenciliğinin en büyük problemlerinden bir olan malzeme konusunda yerli üretimi destekleyerek her bütçede her kesime uygun tekne sınıflarının oluşması ile çözebiliriz. Özellikle dingininden yelkenciliğinin gelişmesi ile yani taşınabilir ve marina bağımlılığı olmayan tekne tipi ile yelkencilikte bir patlama yaşanabileceğine inanıyoruz.
Tabi tüm bu çalışmalar TYF’nin finansal yapısını destekleyecek ve bu kaynağın yine spora döndürülecek bir yapıya dönüştürülmesinden geçiyor. Büyük bir ivme göstersek de gerçekten kitle sporu olmamız durumunda sponsorulukların kendinden geleceğine inanıyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı ile yürütülen “Türkiye Yetenek Tarama ve Spora Yönlendirme Projesi” nin Federasyonumuza katkıları nelerdir?
Yetenek seçimi Türkiye’de yıllarca ihmal edilmiş bir alan, bazı münferit çalışmalar olsa da bunu bir politika haline getirmeden sürdürülebilirlik anlamında sonuç alınması mümkün görünmüyor. Bu doğrultuda bu projenin büyük bir önem taşıdığına inanıyoruz. Bir çok çocuğumuz başarılı olabileceği sporu deneyimleyemediği için kayboluyor, ülke sporuna kazandırılamıyor. Ayrıca bu çocuklarımızın yaşam standardı ve kalifiye eleman kazandırılması anlamında da bu çok önemli bir proje. Tüm branşlarda dönemsel olmayacak bir şekilde devamını diliyoruz.
2021 Dünya Optimist Şampiyonası Türkiye’de !
Son olarak önemli bir husus eklemek istiyorum. Sporcularımızı uluslararası arenaya taşıyabilmek için en etkili yöntemlerden birisinin onlara rol modeller sunmak olduğuna inanmaktayız. Bu farkındalığın gelişebilmesi ve ulusal sporcularımızın uluslararası hedefler belirleyebilmesi için 2021 Dünya Optimist Şampiyonası’nı ülkemize getirmeyi başardık . Türkiye’yi dünya yelken yarışçılığı alanında önemli bir destinasyon haline getirerek, bu alanda önemli bir adım attık. Bu şampiyonanın hem ülke turizmimize katkıda bulunmasını hem de sporcularımızın uluslararası hedefler belirlemesi için de güzel bir ortam yaratacağına inanıyoruz.
Sonuç olarak şöyle bir toparlamak gerekirse; yelkencilik bir ülkenin gelişmişliği ile doğru orantılı bir spor disiplinidir. Bu doğrultuda yelken, bir spordan ziyade bir kişisel gelişim aracı ve bir yaşam biçimidir. Tüm genç ve yetişkinlerimizi biran önce yelkenle tanışmaya ve bu eşsiz deneyimi yaşamaya davet ediyorum. İster performans sporcusu olarak, ister hobi amaçlı yapılsın, yelkeni hayatınızın bir parçası yapmanız temennisi ile…
Spor Derneği©
“Sporun Birliği”
Bültenimize ücretsiz abone olmak için:
https://spordernegi.org.tr/aboneol
Bültenlerimize konuk olmak için:
https://spordernegi.org.tr/iletisim/